16 Mayıs 2025 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

DEMOKRATİK TAPINCIN YENİ GÖZDESİ: GEZİ PARKI

Yazar: Mehmed DURMUŞ
30 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Mayıs ayının son gününde Taksim Gezi Parkı’nda başlayan olaylar, bir çırpıda ve tek cümlelik bir yorumla özetlenmesi zor bir siyasal duruma işaret ediyor. Bununla beraber, tek cümleyle özetlenebilecek bazı gerçekler elbette söz konusu. Mesela şunun gibi: Türkiye’nin geneline yayılan protesto eylemleri, her ne kadar çevreci bir duyarlılıkla başlamışsa da, gelinen nokta ve eylemcilerin geneli, eylemin bütünü göz önünde bulundurulduğunda Gezi Parkı protestosunun çevre duyarlılığından neşet ettiğine inanamayız. Başbakanın, protesto eylemlerini üç ay kadar öncesinden istihbar etiklerini ama böylesine çevreci bir noktadan nüksedeceğini beklemediklerini beyan etmesi de bu açıdan kayda değer bir durumdur.

Eğer Gezi Parkı eylemleri çevreci bir duyarlılıktan kaynaklansaydı, AKP’nin doğayı tahrip eden, büyük şehirlerden köylere kadar bütün ülkeyi bir beton yığınına döndüren, şehirleri on beş katlı beton karaltılar cehennemine çeviren politikalarına bugüne kadar bir tepki verilmesi beklenirdi. Üstelik çevre adına eylem yapanların çevreyi savaş alanına döndürmeleri de, iddialarını temelden çürütmektedir.

Gezi Parkı’nda kim ne istemekte, kim neyi devirmektedir? Bir anda neredeyse tüm ülkeyi saran eylemler, twitter’ın gücü adına/adıyla mı yapılmakta, yoksa özel bir yerlerden vaziyet edilmekte midir? Twitter’ın bu kadar gücü bulunduğuna inanmalı mıyız safça?

Rotasız, kaptansız, nereye gideceği, ne taşıdığı belli olmayan bir gemiye benzeyen Gezi Parkı eylemlerini Türkiye’nin Tahrir’i olarak yorumlamak, Tahrir Meydanından kalma bir özentinin geç kalmış bir dışavurumu mudur acaba? Yoksa bir tür ‘ulusalcı’ refleksi midir? Ne de olsa, Türkiye’de AKP Hükümetinin ülkeyi esir aldığını, Türkiye’yi ortaçağın karanlığına hapsetmek, dinci bir hayat düzenini çağdaş Türkiye’ye dayatmak istediğini ileri süren birtakım ‘devrimci’ avazlar mebzul miktarda mevcuttur.

Oysa eğer illa da bir Türkiye Tahriri’nden bahsetmek gerekirse, (Başbakanın da dile getirdiği gibi) bunu AKP Hükümeti 2002 yılında gerçekleştirmişti. Türkiye’yi Hüsnü Mübarek tarzı bir yönetim anlayışından, kelimenin tam anlamıyla demokratik bir yönetime doğru tekamül ettirme iradesini AKP ortaya koydu ve bu süreç devam etmektedir. Bu açıdan AKP hükümetine TC tarihinin en demokrat hükümeti dense yeridir. Şimdilerde Erdoğan’a ateş püsküren liberal aydınlar da söze, AKP’nin bu misyonunu teslim ederek başlamaktadırlar.

Ortadoğu ülkeleri için yıllardır model ülke olarak hazırlanan Türkiye’de AKP ılımlı, muhafazakâr demokrat bir modeli somut bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Tunus, Mısır ve Libya örnekleri belki de varlıklarını az veya çok AKP’li bir Türkiye’ye borçludurlar. Dolayısıyla Gezi Parkı eylemlerini ‘Tahrir’ olarak açıklamak, kasta mukarin değilse, bir tür gaftır.

Peki, Gezi Parkı’nda ne yapılmak istenmektedir? Başbakan Tayyip Erdoğan’ın demokratik sınırlar dâhilindeki yükselişine bir uyarı yapılmak, imajına çentik atılmak istenir gibidir. Başbakanın bazı ‘hassas’ noktalardaki ısrarcı ve kendi taahhüdünün aksine, ‘dikleşen’ tavrı laik, liberal-demokrat ve neo-nurculuk gibi bazı kesimleri rahatsız etmiştir. (Bilindiği gibi neo-nurculuğun rahatsızlığı yeni değildir). Alkol düzenlemesi adeta bardağı taşıran son damla olmuştur. Neo-nurculuğun tepkisi, Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu ve Amerikan gözetimindeki ekümenik ‘hocaefendi’nin beyanlarında açıkça gözlenmektedir.

Aslında Türkiye’nin mürekkep yalamış liberal entelektüel tabakası, Başbakanın ve AKP’nin, yaşam tarzlarını değiştirme ve yeni bir yaşam tarzı dayatmak gibi bir niyetinin olmadığını çok iyi bilmektedirler. Çünkü her şey ayan-beyan ortadadır ve yapılan her şey demokrasi adına, demokrasi kriterleri içerisinde ve demokratik bir ruhla yapılmaktadır. O halde neden böyle bir tepki verilmektedir? Çünkü Başbakan’ın yer yer meydan okuyucu, hırçın, söz dinlemez ve ‘frenlenemez’ görünümlü tutumu, ilgili kesimde, demokratik kültüre meydan okuma gibi algılanmaktadır. Buna kısaca ‘hayat tarzı’ endişesi diyebiliriz. İhsan Dağı’nın adlandırmasıyla, AKP’nin tavandaki ve tabandaki bazı ‘koalisyon’ ortakları, Tayyip Erdoğan’ın, yaşam tarzlarına müdahale etmek gibi bir niyet taşıdığı endişesine kapılmışlardır. Yani AKP’nin merkez partisi olmaktan çıkıp, aslına rücu ettiği, Milli Görüş gömleğini yeniden giymek istediğine dair soru işaretleri belirmiştir. Aslına bakılırsa, ortada bir restleşme hamleleri var: Tayyip Erdoğan’ı ‘dik’ bulanlar kendi dikleşmelerini dayatmaktadırlar. Karizmalarının çizilemeyeceğini kanıtlamak istemektedirler.

Oysa ortada, sandıkları gibi bir durum söz konusu değildir. Tayyip Erdoğan zaten hiç İslamcı olmadı, bunca demokratik süreçten sonra mı olacak? Milli Görüş gömleğini yeniden giyse Erbakan’dan fazla bir şey mi olacak? Ömer Çelik gibi bakanların, Gezi Parkı eylemcilerinin, on yılda kendilerinin yetiştirdiği gençlik olduğunu vurgulamaları da yerindedir. AKP’nin muhafazakâr kesimlerden, kimi sabık radikallere varıncaya kadar toplumu liberal demokrasi ile İslam üzerinde buluşturmuşluğunu, ilgili koalisyonlar çok iyi bilirler. Hele de neo-nurcu kadro, ideolojik olarak AKP ile aralarında neredeyse hiç fark bulunmadığını unutmuş olabilir mi? Öyle ise ‘hesap’ başka olmalıdır.

İşte bu ‘hesap’ zımnında görüş ayrılıkları başlamaktadır. Kavganın başkanlık sistemine ve Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasına ve hatta Cumhurbaşkanı olmasına yönelik bir hamle olma ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Başbakan mitinglerde her ne kadar aksini ima etse de, Abdullah Gül’ün mesajları, Fethullah Gülen’in ‘tam zamanında’ gelen beyanatları böyle bir hesabı teyid etmektedir. Fakat benzeri çok görüldüğü üzere, eğer hesap buysa, bunun, tam tersine, bu ‘hamle’nin Erdoğan’a hizmet etmesi de mümkündür. Çünkü mağduriyet imajının Erdoğan’ın oylarını artırma ihtimali vardır. Bu hususta olayları Erdoğan’ın yaptırdığı şeklindeki komplo teorisi belki de bu yüzden kimilerine inandırıcı gelmektedir.

Gezi Parkı eylemlerine, kamuoyunda İslamî bir nitelikle anılan bazı kliklerin desteğine de kısaca değinmek gerekir. İslamîlik iddiası taşıyan, çalışma alanı, biçimi ve ideolojik yapısı birbirinden farklı birçok kanadın Gezi Parkı eylemine katılması ve eylemler üzerinden adeta ‘tahriryen’ bir söylem üretmeleri bazen hamakat derecesine varmaktadır. Kimileri kendilerini ele-güne rezil edercesine, ‘mirac kandili’ni gezi devrimine tahvil etmenin, devrimin belki de ilk Cuma namazını kılmanın(!) telaşesindeler. Kimileri, AKP’ne olan muhalefetlerini(!) Gezi Parkı’ndan yürütmek istemektedirler. Bu kaçıncı aldanış, bu kaçıncı sefahet, bu kaçıncı eblehlik? Ne için Parkı doldurduklarını çoğunun bilmediği, niçin buradasın sorusuna kahir ekseriyetinin vereceği bir cevabı olmayan yığınlarla birlikte, Taksim Meydanı’nda İslamcı bir devrim umudu… Kim neyi, niçin, ne adına, nasıl deviriyor; devrilenin yerine neyin ikame edeceğine dair bir fikir var mıdır acaba?

Sözün özü, fitilini Gezi Parkı’nda İBB’nin yapmak istediği tadilatlara çevreci(?) kaygılarla başlayan eylemlerin oluşturduğu ve şimdilerde bütün Türkiye’nin ve hatta Türkiye’nin müttefiklerinin gündemine oturmuş geniş çaplı bir protesto eylemi icra edilmektedir. Bu eylemler Tayyip Erdoğan’la olan bir hesabın yeni bir hamlesi gibi görülmektedir. Daha önceki Cumhuriyet mitingleri misali benzerlerinden farkı, bu sefer neo-nurcu ekibin yanı sıra bazı muhafazakâr grupların da muhalifler arasında yer almasıdır.

Kanaatim o ki AKP bir şekilde bu eylemi de sonlandıracaktır. Fakat bu eylemler sebebiyle Tayyip Erdoğan ve düşünce olarak ona çok yakın duran arkadaşları şunu çok iyi anlamış olmalıdırlar: Bir değil, yüz tane de Tayyip Erdoğan bulunsa, siz asla sistemin sahibi değilsiniz! Siz, sistemin amaçlarına hizmet ettiğiniz müddetçe baş tacı edilirsiniz. Sistem içinde, muhafazakâr kesimlere ‘çok büyük’ gelen değişikliklere de imza atabilirsiniz. Aslında onlar, sizin tavandaki koalisyon ortaklarınız nazarında çok küçüktür. Ama icraatlarınız o ortaklar nazarında ‘büyük’ olarak algılanmaya başladığı anda siz bir hiçsiniz. Kendini Müslüman olarak tanımlayan büyük kitlelere verdiğiniz laik-demokratik hasar ise yanınıza ‘kar’ kalacaktır.

Tayyip Erdoğan, Türkiye’de liberal demokratik bir siyaset ve ahlakı yerleştirmek uğrunda çok emek verdi, vermeye de devam etmektedir. Gezi Parkı eylemleri bile demokrasinin kazanımı olacaktır. Çünkü eylemler vesilesiyle, polisinden valisine, eylemcisinden başbakanına, muhalefetinden Cuma namazlı anti-kapitalistine kadar her taraf, demokratik kültürün olgunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Fakat bütün bu hizmetleri, yine ‘hizmet’ adını taşıyan en yakın destekçisi tarafından bile yeri geldiğinde ‘firavun’ olarak tanımlanmasına engel olmayacaktır. Birçok laik yazar bu eylemden bir hayır çıkmasın için dua etmektedir. Buna rağmen Erdoğan’ın, Gezi eyleminin hedefine yerleştirilmiş olması, onun öfkesini celb etmekte, bunun için “elinize dizinize dursun” sitemini yollamaktadır.

Oysa Tayyip Erdoğan ta başından beri bütün enerjisini Allah yolunda (fî-sebîlillah) ve Allah’ın koyduğu ölçüler içerisinde kullansaydı, demokrasiyi bir siyaset ve yaşam biçimi olarak benimsemeseydi, hiç kimseye “elinize gözünüze dursun” siteminde bulunması gerekmeyecekti. Çünkü Allah için yapılan her eylemin ecrini sadece ve sadece Allah’tan bekleyecek, insanlardan küfran-ı nimet görürse, onu da yine Allah’a havale edecekti. Şimdi ise Tayyip Erdoğan Allah’a nasıl bir şikâyette bulunacaktır dersiniz? Demokrasi uğrundaki mücadelesinin ecrini kimden beklemeli, demokratik muhaliflerini kime şikâyet etmelidir?

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

taşa yaz dalgalanmıyorsa su /suya oku kafa yarmıyorsa taş

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Düşmanı Kahretmenin Yolu
    27 Nisan 2025
  • Kur’an Algımız
    26 Mart 2025
  • Gazze’nin Heybesinden Fışkıran Hayatlar
    24 Şubat 2025
  • Suriye’de Hayır Umalım Hayır Olsun
    31 Ocak 2025
  • Suudiler Kabe’ye Saygısızlık Yapmışlar!
    28 Aralık 2024
  • Gazze İmtihanımız
    20 Ekim 2024
  • Hangisi Paralel Devlet?
    23 Eylül 2024
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025
Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

12 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist