Yazar Atasoy Müftüoğlu Sakarya’da faaliyet gösteren İkra İlim ve Kültür Merkezi’nde konuştu.
Sakarya’da faaliyet gösteren İkra İlim ve Kültür Merkezi’nde iki haftada bir gerçekleştirilen konferanslar serisinin bu dönemki ilk konuğu Atasoy Müftüoğlu‘ydu.
“Küresel Çağ’da Var Olmak” başlığını taşıyan konferansta konuşan Atasoy Müftüoğlu, İslam ümmeti olarak üretim yapamadığımızı vurgulayarak, son 300 yılımızı ontolojik ve epistemolojik bir baskı altında geçirdiğimizin altını çizdi.
Konuşmasının genelinde Batı kavramlarının ve anlayışlarının çerçevesinde düşünmek ve yaşamak zorunda bırakıldığımıza ve bunun sonuçlarına değinen üstad, gençlere bu konularda tavsiyelerde bulundu.
Konferanstan satır başlıkları şöyle:
“İslami bütüne ilişkin bir programımız yok. Çünkü herkes kendi parçasını din haline getirdi. Lâkin hiçbirimizin bencilliği meşrû değildir.”
“Müslüman olmak demek tek bir ufuktan değil; bütün ufuklardan bakabilmek olduğu gibi, aynı zamanda tek bir ufuktan değil; bütün ufuklardan görünmek demektir.”
“Bugün nasıl anılmamız gerekiyorsa öyle değil; nasıl anılmamızı istiyorlarsa öyle anılıyoruz.”
“Hep sayılarla anılıyoruz; niteliklerle değil.”
“Modern-seküler tarih nerede olmamızı istiyorsa orada oluyoruz. Daha doğrusu bu tarih bizim bir yerde olmamızı da istememektedir.”
“Hemen şimdi konuşmamız gerekiyorken hiç konuşmadığımız bir şey var: Son 300 yılımızı ontolojik ve epistemolojik baskı altında geçirdik.”
“Bu sistem öyle bir sistem ki bütün mutlakları reddedip her şeyi göreceli hale getiriyor.”
“İslâm sadece iç etkinlik, bireysellik, folklor olsaydı, içinde bulunduğunuz bu hali devam ettirebilirdiniz; ama İslâm sadece bunlar değildir.”
“Zihin dünyamız sömürgeleştirildiğinden bu yana ne dilimizi oluşturabildik, ne de vizyonumuzu…”
“Bugün hala şu iki uyuşturucuyu almaya devam ediyoruz: Bunlardan biri Politik Popülizm, diğeri ise Dini Popülizmdir.”
“Politik Popülizm hiçbir şeyi engelleyemez ve fikir vaad edemez.”
“Ahlaki-kültürel kaygıları, bilinci ekonominin önüne geçirmedikçe hiçbir şey düzelmeyecek.”
“Sekülerizmin İslâm dünyası ile ilişkisi olamaz. Bu tam bir patolojidir. Gençler bu süreçlerle hesaplaşmak üzere yola çıkmalılardır.”
“Türkiye’de sekülerizm, kapitalizm, neo-liberalizm bu toplumu fethetmiştir.”
“Yüzeyler ile çok ilgileniyoruz; derinleri göremiyoruz. Aynı şekilde romantizmle çok ilgilenip, gerçekleri göremediğimiz gibi…”
“Sekülerizm, liberalizm, demokrasi ve aydınlanma değerleri Yahudi-Hristiyan kültürünün değerleridir. Bugün biz, bu değerler tarafından belirlenmiş sınırlar dahilinde İslamcılık yapıyoruz.”
“Sekülerizm İslâm toplumlarına otorite ve askeriye aracılığı ile sokulmuştur.”
“Sekülerizm kendini her dönem yeni bir ambalajla sunuyor. Bugün bu yeni ambalaj, cinsel özgürlük ve insan hakları söylemleri üzerinden sunuluyor. Cinsel özgürlükleri savunuyor iseniz medenî, savunmuyor iseniz gayr-i medenî oluyorsunuz.”
“Biz tarihi 1000 sene geriden takip ediyoruz. Hayatı ve tarihi 1000 sene geriden takip eden bir toplum, küreselleşmeye karşı ne yapabilir? Bugünün sorunlarına ne yanıt verebilir?”
“Gençlerin bir tarih felsefesi edinmesi zorunludur.”
“İslam’ın hiçbir umdesinin geçerli olmadığı bir toplumda mezhepçiliği tartışmak nedir?”
“İslâm’ın ideolojilerin nesnesi haline geldiği bir zamanda biz ne yapıyoruz?”
“Bugün olguları değil, olayları konuşuyoruz.”
“Eğer siz İslâmi manada bir ontolojiye sahip değilseniz, hiçbir şey yapamazsınız.”
“Gerçek umut gerçek çabalarla mümkündür.”
“Gençler bugün tek akla, tek boyuta, tek bağlama, tek üstada, tek mezhebe karşı kapanmalıdırlar.”
“Tarihe, hayata, dünya çapındaki gelişmelere kayıtsız kalmak mümkün olabilir mi?”
“Küresel çağda küresel sorumluluklar gerekir; ancak bunu tarihi 1000 yıl geriden takip ediyorsanız yapamazsınız.”
“Türkiye 1923’ten bu yana, 1923’te nelerin kopya edildiğini konuşmak yerine halâ kimin kopya ettiğini konuşuyor.”
“Demokrasiler sayılar ile kavga etmek istemezler.”
“Demokratik sayıların zaferini alkışlamak… Bugün geldiğimiz durum budur.”
“Gençlerin, bizim kuşaklarımızın ufuklarını aşarak yeni şeyler ortaya koymaya cesaret etmesi gerekir.”