Tarihi süreç içerisinden Müslümanların içerisinden çıkan nice fırkaların İslam’ın gövdesine zarar vererek arı duru olan İslam düşüncesini bulandırarak Müslümanları nice bataklıklara mahkum etmişlerdir dedi.
Bunların başında gelenlerinden bir tanesinin Haricilik olduğunu gündeme getirerek şunları söyledi; Hariciler iman tarifi noktasında ifrata düştüler, günahı kebir işleyenlerin kafir olduklarını söyleyerek, başta İslam devlet başkanı İmam Ali’yi tekfir ettiler.
Asrımızdaki nice tekfir problemlerinin arkasında bu anlayışın etkilerini görmek mümkündür dedi.
Bu Harici düşünceye tepki olarak, Mürciye düşüncesi ortaya çıktı dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti; Mürciye iman tarifi konusunda tefrit yaklaşımı sergileyerek, isimlerinden de anlaşılacağı gibi İman eden kimselerin işledikleri masiyetlerin kişi ile Allah arasında bir durum olduğunu, kimsenin bu kimseler hakkında kendilerini küfür ile nitelemelerinin mümkün olmayacağını ifade etiklerini söyledi.
Günümüzde bu düşünce çok ileri boyutlara ulaşarak insanları ifsad etmeye devam etmektedir dedi.
Şia konusuna da değinen Palevi, şunları söyledi; Şia ilk çıktığı zaman İslam gövdesine tam manasıyla bağlıydılar. Ufak tefek noktalarda farlılıkları vardı. Daha sonraki süreçlerde bu günkü sahip oldukları düşünce saptılar dedi. Şia’nın Müslüman ve mü’min tanımlarının da farklı olduğunu, kendilerinden olmayan Müslümanları Müslüman olarak gördükleri halde mü’min olarak görmediklerini, sahabeler içerisinden dört veya en fazla yedi sahabeyi mü’min olarak görmektedirler dedi.
Yine günümüzde bazı gençlerin tekfir konusunda aşırı giderek insanları tekfir ediyor ve sonrada insanların kanlarına girebiliyorlar. Tıpkı Hz. Ali (r.a.) tekfir edip sonrada kanını helal görüp öldüren Hariciler gibi.
Yine, ümmetin alimlere ihtiyacı olduğunu, bunun için çağın gereklerine, problemlerine, cevap verecek nitelikte, güncel ve siyasi meselelerin farkında olan Alimlerin yetiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, Müslümanlar arasındaki ihtilafları ancak bu Alimlerin çözeceklerini ifade etti.
Müslümanların ne Harici mantığın yansıması olarak tekfirci olmaları, nede Mürciye mantığının yansıması olarak herkesi Müslüman olarak görme problemlerinden uzak, İslam’ın vasat anlayışına sahip olmaları gerekir dedi.
Pelavi, Harici ve Mürciye anlayışlarının güncel yansımalarına da değindi. Mehmet Pamak, Şükrü Hüseyinoğlu, İsmail Yılmaz gibi hocalar ve yoğun bir katılımın olduğu Konferans, Alaaddin Palevi’nin, sorulan sorulara da cevap vermesi ile sona erdi.
Kalemder