24 Mayıs 2025 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

AKÎDEYE KARŞI SAVAŞ

Yazar: Mehmed DURMUŞ
4 Ağustos 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

 Muhammed Abid Cabirî, Muaviye’nin Emevi iktidarının temellerini atan, (Ali’ye karşı) mücadelesini ve bu esnada cebir öğretisini adeta bir silah gibi kullanması olarak özetleyebileceğimiz o bilindik hırslarını anlatırken, şu çok önemli cümleyi kurmaktadır:

“Kabile akîdeye karşı zafer kazanmıştı.”
İşte bugünkü siyasal durumu da bu cümle ile özetleyebileceğimizi zannediyorum. En azından bende yaptığı çağrışımlar bu şekildedir.
Muaviye döneminde olduğu gibi, günümüzde de bir siyasal akıl hayata hükmetmektedir. Toplumu/toplumları bir siyasal irade yönetmekte, sevk ve idare etmekte, yön vermekte, hedef göstermekte; bazı hedefleri buruşturup çöp sepetine atmakta, kentleri ve her şeyi dönüştüren bu akıl, mefhumlarımızı da dönüştürmektedir.
Günümüzde ‘kabile’ yerini liberal demokrasi almıştır. Muaviye’nin kabilesi, Fukuyama’nın demokrasisi olarak çıkmaktadır karşımıza. O günün kabilesine karşılık, bugünün demokrasisi… O günün kılıç-mızrak-ok gibi silahlarının yerini bugün ateşli silahlar, parça tesirli bombalar almıştır. Fakat en kötüsü,  Muaviye’nin propaganda yöntemi bugün ‘soğuk savaş’ oyunlarına dönüşmüştür; İblis’in bile belki ağzının açık kaldığı yöntemler…
Muaviye, propagandası için o günün sosyal ve siyasi şartları neyi gerektiriyorsa, hiçbirini esirgememiştir. Şeytan tüyü dikili propaganda makinesinin içinde Allah, Rasulullah, Cebrail, ne gerekiyorsa, hiçbir mukaddes mefhumu kullanmaktan çekinmemiştir. Bugünün katil teröristlerinin, bombaların içine yerleştirdikleri ‘parça tesiri’ yapmaya yönelik materyalleri gibi, o günkü propagandistler de, bu mefhumları parça tesirli düzenek haline getiriyorlardı. Peygambere Cebrail getirtiliyor ve şöyle dedirtiliyordu: “Ey Muhammed! Muaviye’ye selam söyle ve ona iyi davran. Çünkü o Allah’ın kitabına karşı emîndir ve vasidir. Ne güzel emîndir.”
Muaviye, iktidara giden yolda haram, günah, mahzurlu gibi mefhumları anlaşılan, tanımıyor, bilmiyordu. Bugün de aynı şekilde, kitlelerin uyutulması ve kurulu düzene paralel (asıl paralel!) uyumlu ve uyarlı olmaları için her türlü propaganda yapılmaktadır.
Türkiye’de mer’î sistem, bugünün koşullarına göre ve bugünün siyasi şartları elverdiği, küresel eşkıyanın göz yumduğu oranda kendi ülkesi ve kendi halkı üzerinde ve aktörlerin yemin ettikleri laik-demokratik hukuki mevzuatı korumak-kollamak koşuluyla icraatlar yapmaktadır. Fakat bilinmelidir ki bu sistem İslam değildir, İslamî de değildir; İslamlaşma ve İslamileşme yolunda da herhangi bir irade ortaya koyması da söz konusu bile edilememektedir. Kanaatimce, böyle bir irade koyması da beklenmemelidir. Beklenmesi abesle iştigal olur. Sünnetullaha aykırıdır.
Bu bakımdan belki de biraz ‘insaflı’ olmak gerekmektedir. Mevcut sistemi yürütenler zaten böyle bir taahhütte bulunmamışlardır. Ancak bir kısım ‘kolaycı’ insanlar, kolay yoldan, sadece sandık başına gidip oylarını vermek gibi bir ‘cihad’la birçok şeyin değişmesini (İslamlaşma demeye bir türlü dilim varmıyor) arzu etmektedirler. Yani halkın yüzde ellisinin az bir kesimi kendi kendine gelin-güvey oluyorsa, bunun vebalini(!), iktidardakilere yüklememek gerekmektedir. Çünkü İslamlaşma, İslamîleşme bu kadar basit bir olay, bir oyun ve eğlence değildir. İslamlaşma, çerçevesini Allah’ın çizdiği gerçek bir irade, bilinç uyanması, gerçekten bunu isteme ve hakiki bir eylem gerektirir. İslamlaşma ancak nebevî yöntem dediğimiz usul ve üslupla gerçekleşir.
Muaviye’nin kabilesinin bugüne tekabül eden tezahürleri parlamentolardır, seçim sandıklarıdır, parti tüzükleridir, Kopenhag kriterleridir, Avrupa Birliği konseptidir, insan haklarıdır, bireyciliktir, sivil toplumdur; kısacası liberal demokrasidir. Bugün İslamlaşmayı, bir iman derecesinde arzu eden insanlar öncelikle işe, Lat, Menat, Hubel gibi tanrılar kadar, hatta onlardan da öte sorgulanamaz kabul edilen bu ‘değer’, kavram ve kurumları sorgulamakla başlamalıdırlar. Bu değerleri sorgulayabilmek ilk önemli adımdır.
Bugünkü sosyal-siyasi koşulların dayattığı hayat felsefesinin (akide) vebali sadece mevcut iktidara yüklenemez. Gerek küresel, gerekse yerel iktidar, karşılarında yükselen ciddi bir talep olmadığı müddetçe tabi ki bu değerleri yüceltmeye devam edeceklerdir. Bilhassa yerel iktidarlar, tamama yakın oranda kendi halklarına istinad etmektedirler. Güçlerini halktan almaktadırlar. Geçmiş veya bugünkü bir iktidarın İslamlaşma gibi bir gündemi yoksa, bu öncelikle toplumun böyle bir gündemi olmadığındandır. Türkiye’de ciddi bir İslamlaşma çabası var da, iktidar bunu engelliyor denebilir mi acaba?
Bugünkü modern ‘kabile’cilik evet, akideye galip gelmiştir fakat ortada dişe dokunur bir akide mücadelesi yoktur. Bu, akide mücadelesi hiç yoktur anlamında değildir kesinlikle. Tabi ki bir mücadele var ama bu henüz bebeklik seviyesinde bir mücadeledir. Bu ‘bebeklik’ seviyesindeki mücadele çok mühimdir ve bu aşamadaki mücadele sahiplerine rabbimiz Allah seslenmekte ve şöyle buyurmaktadır özet olarak: Üzülmeyin, gevşemeyin, mümin olduğunuz sürece sizler en üstünsünüz! Bu üstünlüğe imanımız sonsuzdur. Bu açıdan me’yus da değiliz.
Lakin, nasıl ki Muaviye, gerektiğinde Kur’an sayfalarını dahi siyasetine alet ederek, akideyi yenmeyi başarmış ve siyaseti ele geçirmiş, saltanat koltuğuna oturmuşsa, bugün de kendini Müslüman olarak tanımlayan toplulukların başına, liberal demokratik amentüyü (kredo) esas alan iktidarlar oturmuştur. Bilhassa küresel iktidar hayata tam bir tanrı gibi hükmetme peşindedir.
İşte, akideye galip gelme derken kastımız budur.
Evet, akide bu dediğimiz anlamda mağlup vaziyettedir. İslam akidesinin yeterince bilinip tanınmaması için, liberal demokrasinin kelime ve kavramlarıyla konuşulmaktadır. Küresel eşkıya örgütler İslam akidesini tamamen bulanık, cinsellik, para, bomba ve kan gibi, ‘çok kötü’ sözcüklerle ancak bir arada düşünülebilecek kadar ‘karanlık’ olarak empoze etmektedirler dünyanın batılı, doğulu, güneyli ve kuzeyli sürülerine. Bu dayatmayı bütün halklar itina ile yutmaktadırlar.
Buna karşın, ‘İslam ülkeleri’ olarak anılan bizim coğrafyamızda ise İslam akidesini, dört başı mamur, bu akidenin ilk kaynağı neresi ise, oradan olduğu gibi, hiç kirletilmeden temiz bir vaziyette sunan güçlü bir yapı da yoktur. (Bireysel ya da küçük yapıları asla unutmuyorum). İslam akidesi adına konuşan niceleri, birtakım kendi cemaat, tarikat, parti, vakıf ve derneklerine ait ideolojik/akidevî mülevvesatını, o çok mübarek İslam akidesine bulaştırmaktadırlar. Bunların verdiği zarar, Fukuyama’nın zararından daha beterdir. Zaten Fukuyama gibiler ve kendi topraklarımızda anabileceğimiz bir yığın Selman Rüşdî çömezi isimler cesaretlerini bu, İslam’ın sözde dostu, gerçekte en yaman düşmanlarından almaktadırlar.
Şu halde, Allah’a gerçekten iman eden her mü’min, klasik ve modern her türlü ‘kabile’ hedeflerinden arınmış bir vaziyette sadece ve sadece Allah’ın tayin ettiği o nezih İslam akidesini kendine din edinmek ve bu akideyi bütün dünyaya nebevî bir yöntemle tanıtmak ve yaymakla mükelleftir. Evet, şu anda kitlelerin İslam akidesine aç ve susamış olduklarını unutmamak gerekir. Çevremizde, toplumumuzda hepimizin surat astığımız bu insanlar gerçekten İslam akidesini bilmemektedirler çünkü kimse, toplumun bu surat astığımız kesimlerine İslam’ı öğretmedi. İslam’ı sadece kandil günlerinde minarelerden sala okunması, minarelere asılan ışıklı mahyalar ya da televizyonlarda yeşil aktristlerin bin bir türlü sapkınlıkla karışık hezeyanlarından ibaret bilen bir gençlik yetişmektedir.
Bu gençliğe karşı hiçbir şey yapmadan vicdanı rahat eden ve geceleyin huzur içerisinde başını yastığa koyabilen kimselere söyleyecek hiçbir sözümüz yoktur.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Düşmanı Kahretmenin Yolu
    27 Nisan 2025
  • Kur’an Algımız
    26 Mart 2025
  • Gazze’nin Heybesinden Fışkıran Hayatlar
    24 Şubat 2025
  • Suriye’de Hayır Umalım Hayır Olsun
    31 Ocak 2025
  • Suudiler Kabe’ye Saygısızlık Yapmışlar!
    28 Aralık 2024
  • Gazze İmtihanımız
    20 Ekim 2024
  • Hangisi Paralel Devlet?
    23 Eylül 2024
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

24 Mayıs 2025
Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

23 Mayıs 2025
Siz Kiminle Müttefiksiniz?

Siz Kiminle Müttefiksiniz?

23 Mayıs 2025
Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

19 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist