Ahlaksızlığın ahlakı mı olur? Olur mu? Olmaz mı şu tarifin penceresinden bakalım.
Ahlaksızlığın ahlakı, kişilerin ahlaksızlıklarını örtmek için riyakârlık, mürailik, dilbazlık yaparak dürüst görünme halleridir.
Halka ve Hakk’a karşı ne kadar büyük afet olduklarını görememeleridir. Kısacası karakterlerini tarif etmeleridir.
Eğer inanmıyorsanız, yakın çevrenizden başlayarak şehrinizin genelindeki çarşıya, pazara bakabilirsiniz?
İster AVM denilen müşteri soygun merkezlerinden, ister büyük-küçük marketlerden, ister açık-kapalı pazar yerlerinden veya çeşitli alışveriş yapılan yerlerden olsun, aldatılma korkusu duymadan alış veriş yapabiliyor musunuz?
İsterseniz ve cesaret ederseniz aldanma endişenizi bir dile getirin. Yalnız ahlak dersi almaya da hazır olmalısınız.
Mesela yiyecek, içecek ve giyeceklerdeki şu buçuklu rakamlar birer yanıltma değil midir? “Niye böyle kuruşlarla insanların kafasının karıştırıyorsunuz” deseniz cevap hazır: “Bütün dünyada böyle, bir pazarlama şekli ve ekonominin gereğidir”.
Ehli vicdanlara soralım, “Böyle bir pazarlama şekli ne kadar ahlakidir?” Zerre kadar ahlak kırıntısı taşıyan normal her insan, “Bu bir aldatma”diyecektir.
Helal ve haramın birbiriyle sarmaş dolaş yaşar hale gelmesi, helallerin haramlaşması yüzünden devlet sürekli zarara uğramaktadır. Çünkü haramın delmediği kanun yoktur.
………………..
Ahlak kavramı, dinimiz İslam başta olmak üzere, diğer inançların da öncelediği insani bir değerdir ve ne yazık ki, ne dinimiz ne de diğer inançlar, ahlaki zaaflarımızı önlemeye güç yetirememektedir.
Çok acı değil mi? Müslümanlar da Hıristiyanlar da Museviler de Katolikler de ve daha başka inançlara mensup kimseler de; iş paraya, mala, mülke, şana, şöhrete, konfora gelince, garip şekilde birlik olabiliyorlar.
Soru:
– “İstisnalar yok mudur, bu söylenenler toptancılık olmuyor mu, her sınıfı aynı kefeye koymak doğru mu?” Cevap:
– “Elbet doğru değil. Öyle bir niyetimiz yoktur. Tabii ki, her inanca mensup dürüst insanlar vardır. Öylelerini arayıp bulmak için de ciddi mesai sarf etmek gerekir.
Ahlak mefhumu, inançlardan önce vicdan işidir ve genetiktir. Günümüzdeki ahlak anlayışımızı birinci derecede inançlara yüklersek, mensup olduğumuz değer yargılarımızdan uzaklaşabiliriz. Allah korusun!
Neyse daha fazla ileri gidip fincancı katırlarını ürkütmeyelim. Sabah bir markete girin, bir ürün alın, akşam uğrayıp aynı ürünü alın, zamlandığını görebilirsiniz.
Ahlak ya da ahlaksızlık, kişilerin kimlik tercihleridir.
……………….
En iyisi bu konuda sözü Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a bırakalım:
“Mal ve hizmet fiyatlarındaki akıl ve ahlak dışı artışların üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz.
Devlet bu süreçte reel sektörün ve milletimizin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden geleni yaptı.
Devlet, teşviklerle, yapılandırmalarla, muafiyetlerle, elinden geleni fazlasıyla yapmıştır. Buna karşılık birilerinin fırsatçılığa yönelmesi çok üzücüdür.”
Evet, görüldüğü gibi dostlar, ahlakın olmadığı yerde devletin masrafı çok oluyor.
Yeni Akit / Hüseyin Öztürk