14 Nisan 2021 - Çarşamba
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
.......................
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
    • Tümü
    • Arakan
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
    • Doğu Türkistan
    • Filistin
    • Irak
    • İran
    • Pakistan
    • Suriye
    • Yemen
    Şeyh Ahmet Yasin’in Hayatı ve Mücadelesi

    Şeyh Ahmet Yasin’in Hayatı ve Mücadelesi

    Neden Geldin ki Papa Irak’ı Ne Hale Getirdiğinizi Görmek İçin mi?

    Neden Geldin ki Papa Irak’ı Ne Hale Getirdiğinizi Görmek İçin mi?

    30 Yıl Önce Yaşanan ve Hemen O Gün Unutulan Katliam

    30 Yıl Önce Yaşanan ve Hemen O Gün Unutulan Katliam

    Suriyeli Çocuklar Geceleri Nerede Uyuyor?

    Suriyeli Çocuklar Geceleri Nerede Uyuyor?

    Sanat ve Savaşın Sürrealist Yansıması

    Sanat ve Savaşın Sürrealist Yansıması

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

  • Dünya
    • Tümü
    • Afrika
    • Amerika
    • Asya
    • Avrupa
    • Diğer
    • Ortadoğu
    Polonya Cumhurbaşkanı: LGBT’nin Fikirleri, Komünizmden Daha Tehlikeli

    Polonya Cumhurbaşkanı: LGBT’nin Fikirleri, Komünizmden Daha Tehlikeli

    Önümüzdeki Dönemde Çin Dijital Parasının Yayılışına Şahitlik Edeceğiz

    Önümüzdeki Dönemde Çin Dijital Parasının Yayılışına Şahitlik Edeceğiz

    Fransa’da Müslümanları Hedef Alan Yasa Kabul Edildi

    Fransa’da Müslümanları Hedef Alan Yasa Kabul Edildi

    Kazananı Olmayan Savaş

    Kazananı Olmayan Savaş

  • Türkiye
    • Tümü
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
    İşlenmiş Gıdalara da Koronavirüs Muamelesi Yapılmalıdır

    İşlenmiş Gıdalara da Koronavirüs Muamelesi Yapılmalıdır

    Cumhuriyetin Fabrika Ayarları

    Cumhuriyetin Fabrika Ayarları

    İş Korku Pandemisi Yanında Bir de Yalan Pandemisi İle Can Almaya Devam Ediyor.. 

    İş Korku Pandemisi Yanında Bir de Yalan Pandemisi İle Can Almaya Devam Ediyor..

    Kapitalist Yığma ve Yağma Kurumları Bankalara Ücretsiz Teolojik Hizmet!

    Kapitalist Yığma ve Yağma Kurumları Bankalara Ücretsiz Teolojik Hizmet!

    Milli Zina Diye Bir Şey Düşünebiliyor musunuz? Peki ya Milli Alkol? Ama Milli Kumar Var!

    Milli Zina Diye Bir Şey Düşünebiliyor musunuz? Peki ya Milli Alkol? Ama Milli Kumar Var!

    Dilipak: Ben Size Farklı Bir 28 Şubat’tan Söz Edeceğim

    Dilipak: 8 Mart ve..

  • Yazarlar
  • Alıntılar
    • Tümü
    • Alıntı Makale
    Herkesin Bir Plânı Var!

    Put Edinmek

    Kaplan: Kimse Bana Türkiye’nin Bağımsız Olduğundan Filan Söz Etmesin! 

    Laiklik Dogma’sı ve “Sopa”sı…

    Çarpılan Zihin Dünyaları

    Coğrafyamızın Bitmeyen Karmaşaları

    Tüm Dinî Simgeler Eşittir, Ama Bazı Dinî Simgeler Daha Eşittir

    Tüm Dinî Simgeler Eşittir, Ama Bazı Dinî Simgeler Daha Eşittir

    Küresel Sistemin Para, Libido ve İmaj Şeytan Üçgeni ve Türkiye’nin Enerjisini Tüketmesi!

    Üç Büyük Bilimsel Devrim, Üç Büyük Anlam Krizi ve İnsanlığın Geleceği

    Lütfi Bergen: Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Sözleşmesi metnini hiç uygulamadı

    Lütfi Bergen: Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Sözleşmesi metnini hiç uygulamadı

    Körleştirme Aydınlığa Karşı

    Faizle Mücadele ve Ötesi

    Siyasi Partiler Toplum Mühendisliğidir, Basite Almayın.

    Siyasi Partiler Toplum Mühendisliğidir, Basite Almayın.

    Vahyin Doğası ve Kur’an’ın Tarihselliği Üzerine

    Vahyin Doğası ve Kur’an’ın Tarihselliği Üzerine

    Trending Tags

    • Abdulaziz Kıranşal
    • Abdurrahman Dilipak
    • Abdurrahman Arslan
    • Ahmet Taşgetiren
    • Alev Alatlı
    • Ali Bulaç
    • Ali Haydar Haksal
    • Atasoy Müftüoğlu
    • Atilla Özdür
    • D. Mehmet Doğan
    • Erol Göka
    • Gökhan Özcan
    • Hayrettin Karaman
    • İsmail Kılıçarslan
    • İbrahim Kahveci
    • Murat Bardakçı
    • Taha Kılınç
    • Yavuz Bahadıroğlu
    • Yıldıray Oğur
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
    • Tümü
    • Alıntı Söyleşi
    • Venhar Ropörtaj
    Erdemli İnsan, Yaşamış Olduğu Tüm Şartlarda Esas Duruşunu Bozmayan Kimsedir

    Erdemli İnsan, Yaşamış Olduğu Tüm Şartlarda Esas Duruşunu Bozmayan Kimsedir

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    Korkulması Gereken Robotların İnsanlaşmasından Ziyade İnsanların Robotlaşması

    Korkulması Gereken Robotların İnsanlaşmasından Ziyade İnsanların Robotlaşması

    Ömer Behmen Hayat Hikayesini Anlattı

    Ömer Behmen Hayat Hikayesini Anlattı

    Trump, uluslararası sağ popülist hareketin başı artık

    Trump, uluslararası sağ popülist hareketin başı artık

    Alev Alatlı: Siz Neyseniz Eğitim Sistemi Odur

    Alev Alatlı: Siz Neyseniz Eğitim Sistemi Odur

  • Venhar ÇocukYENİ
    • Küçük Müslümanlar
  • İslam Dünyası
    • Tümü
    • Arakan
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
    • Doğu Türkistan
    • Filistin
    • Irak
    • İran
    • Pakistan
    • Suriye
    • Yemen
    Şeyh Ahmet Yasin’in Hayatı ve Mücadelesi

    Şeyh Ahmet Yasin’in Hayatı ve Mücadelesi

    Neden Geldin ki Papa Irak’ı Ne Hale Getirdiğinizi Görmek İçin mi?

    Neden Geldin ki Papa Irak’ı Ne Hale Getirdiğinizi Görmek İçin mi?

    30 Yıl Önce Yaşanan ve Hemen O Gün Unutulan Katliam

    30 Yıl Önce Yaşanan ve Hemen O Gün Unutulan Katliam

    Suriyeli Çocuklar Geceleri Nerede Uyuyor?

    Suriyeli Çocuklar Geceleri Nerede Uyuyor?

    Sanat ve Savaşın Sürrealist Yansıması

    Sanat ve Savaşın Sürrealist Yansıması

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

  • Dünya
    • Tümü
    • Afrika
    • Amerika
    • Asya
    • Avrupa
    • Diğer
    • Ortadoğu
    Polonya Cumhurbaşkanı: LGBT’nin Fikirleri, Komünizmden Daha Tehlikeli

    Polonya Cumhurbaşkanı: LGBT’nin Fikirleri, Komünizmden Daha Tehlikeli

    Önümüzdeki Dönemde Çin Dijital Parasının Yayılışına Şahitlik Edeceğiz

    Önümüzdeki Dönemde Çin Dijital Parasının Yayılışına Şahitlik Edeceğiz

    Fransa’da Müslümanları Hedef Alan Yasa Kabul Edildi

    Fransa’da Müslümanları Hedef Alan Yasa Kabul Edildi

    Kazananı Olmayan Savaş

    Kazananı Olmayan Savaş

  • Türkiye
    • Tümü
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
    İşlenmiş Gıdalara da Koronavirüs Muamelesi Yapılmalıdır

    İşlenmiş Gıdalara da Koronavirüs Muamelesi Yapılmalıdır

    Cumhuriyetin Fabrika Ayarları

    Cumhuriyetin Fabrika Ayarları

    İş Korku Pandemisi Yanında Bir de Yalan Pandemisi İle Can Almaya Devam Ediyor.. 

    İş Korku Pandemisi Yanında Bir de Yalan Pandemisi İle Can Almaya Devam Ediyor..

    Kapitalist Yığma ve Yağma Kurumları Bankalara Ücretsiz Teolojik Hizmet!

    Kapitalist Yığma ve Yağma Kurumları Bankalara Ücretsiz Teolojik Hizmet!

    Milli Zina Diye Bir Şey Düşünebiliyor musunuz? Peki ya Milli Alkol? Ama Milli Kumar Var!

    Milli Zina Diye Bir Şey Düşünebiliyor musunuz? Peki ya Milli Alkol? Ama Milli Kumar Var!

    Dilipak: Ben Size Farklı Bir 28 Şubat’tan Söz Edeceğim

    Dilipak: 8 Mart ve..

  • Yazarlar
  • Alıntılar
    • Tümü
    • Alıntı Makale
    Herkesin Bir Plânı Var!

    Put Edinmek

    Kaplan: Kimse Bana Türkiye’nin Bağımsız Olduğundan Filan Söz Etmesin! 

    Laiklik Dogma’sı ve “Sopa”sı…

    Çarpılan Zihin Dünyaları

    Coğrafyamızın Bitmeyen Karmaşaları

    Tüm Dinî Simgeler Eşittir, Ama Bazı Dinî Simgeler Daha Eşittir

    Tüm Dinî Simgeler Eşittir, Ama Bazı Dinî Simgeler Daha Eşittir

    Küresel Sistemin Para, Libido ve İmaj Şeytan Üçgeni ve Türkiye’nin Enerjisini Tüketmesi!

    Üç Büyük Bilimsel Devrim, Üç Büyük Anlam Krizi ve İnsanlığın Geleceği

    Lütfi Bergen: Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Sözleşmesi metnini hiç uygulamadı

    Lütfi Bergen: Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Sözleşmesi metnini hiç uygulamadı

    Körleştirme Aydınlığa Karşı

    Faizle Mücadele ve Ötesi

    Siyasi Partiler Toplum Mühendisliğidir, Basite Almayın.

    Siyasi Partiler Toplum Mühendisliğidir, Basite Almayın.

    Vahyin Doğası ve Kur’an’ın Tarihselliği Üzerine

    Vahyin Doğası ve Kur’an’ın Tarihselliği Üzerine

    Trending Tags

    • Abdulaziz Kıranşal
    • Abdurrahman Dilipak
    • Abdurrahman Arslan
    • Ahmet Taşgetiren
    • Alev Alatlı
    • Ali Bulaç
    • Ali Haydar Haksal
    • Atasoy Müftüoğlu
    • Atilla Özdür
    • D. Mehmet Doğan
    • Erol Göka
    • Gökhan Özcan
    • Hayrettin Karaman
    • İsmail Kılıçarslan
    • İbrahim Kahveci
    • Murat Bardakçı
    • Taha Kılınç
    • Yavuz Bahadıroğlu
    • Yıldıray Oğur
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
    • Tümü
    • Alıntı Söyleşi
    • Venhar Ropörtaj
    Erdemli İnsan, Yaşamış Olduğu Tüm Şartlarda Esas Duruşunu Bozmayan Kimsedir

    Erdemli İnsan, Yaşamış Olduğu Tüm Şartlarda Esas Duruşunu Bozmayan Kimsedir

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    İngiliz-Yahudi Ortaklığında Amerikan’nın Yeni Siyaseti

    Korkulması Gereken Robotların İnsanlaşmasından Ziyade İnsanların Robotlaşması

    Korkulması Gereken Robotların İnsanlaşmasından Ziyade İnsanların Robotlaşması

    Ömer Behmen Hayat Hikayesini Anlattı

    Ömer Behmen Hayat Hikayesini Anlattı

    Trump, uluslararası sağ popülist hareketin başı artık

    Trump, uluslararası sağ popülist hareketin başı artık

    Alev Alatlı: Siz Neyseniz Eğitim Sistemi Odur

    Alev Alatlı: Siz Neyseniz Eğitim Sistemi Odur

  • Venhar ÇocukYENİ
    • Küçük Müslümanlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

Emperyalist Dile Mahkûm Olmak

Türkiye’de, ekonomik kriz vesilesiyle yaşanan tartışmaların dilini takip ettiğimizde gördüğümüz şudur: Mutabıkıyla, muhalifiyle her kesim emperyalist dil’e mahkûm bir şekilde düşünüyor ve konuşuyor. Emperyalist dil’in hâkimiyeti, bütün toplumsal kesimlerde derinleşerek devam ediyor.

Yazar: Erdal BAYRAKTAR
1 Ocak 2019
Kategori: Makaleler, Venhar Özel
0
1
Emperyalist Dile Mahkûm Olmak
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Türkiye’de, ekonomik kriz vesilesiyle yaşanan tartışmaların dilini takip ettiğimizde gördüğümüz şudur: Mutabıkıyla, muhalifiyle her kesim emperyalist dil’e mahkûm bir şekilde düşünüyor ve konuşuyor. Emperyalist dil’in hâkimiyeti, bütün toplumsal kesimlerde derinleşerek devam ediyor.

Dünya, 15. Yy’da şekillenmeye başlayan, 19. Yy’da ise etkisini yaygınlaştıran Batı merkezli Modern Seküler Dil’in; varlık, bilgi, değer anlayışının ve bu anlayışın vücut verdiği kavram ve kurumların egemenliği altında bulunmaktadır. Seküler dil, Şirk’in günümüzdeki tezahürüdür. Allahsız, Vahiysiz, Resulsüz, Ahiretsiz, Haramsız-Helalsiz bir dünyaya çağırıyor insanlığı. Her şeyi bu dünyadan ve içindekilerden ibaret görüyor. Bu dünya ve içindekilerin de Kabil’in soyu’nun kontrolünde olmasını dikte ettiriyor. Modern seküler dil, Muharref dinlerin anlayış ve uygulamalarını bahane ederek ürettiği değerlerin; Hümanizma, Rönesans, Reform, Aydınlanma ve Sanayi Devrimi süreçlerinin sonunda teşekkül eden Batı orjinli bir dildir. Bu anlayış, Batı dışı dünyaya karşı da emperyalist/sömürgeci emellere sahiptir. Batıcı-Seküler anlayış, sömürgeci özelliğinin yanında inhisarcı, benmerkezci, kibirli ve ötekileştiricidir. Hakikat karşısında inhisarcı, hayata bakışta benmerkezci, insan ve toplum ilişkilerinde kibirli ve ötekileştiricidir. Bu sıfatlar, bir zihniyetin, varlık ve insan anlayışının tezahürüdür. Batı merkezli emperyalist dil, teknoloji devriminin sonuçları olan nanoteknoloji, biyoteknoloji, bilgi teknolojisi ve bilişsel bilimleri yedeğine alarak küre çapında işgal projelerine devam ediyor. 15. Yy’dan bu tarafa Batılı güçlerin insanlığa karşı tutumları kendilerinin tıynetlerini aşikâr etmektedir.

İslam dünyası, Batılı Modern Seküler Dil’le, 1798’de Napolyon’un Mısır’ı işgal girişimlerinde karşılaştı. Yani 1789 Fransız İhtilali’nden dokuz yıl sonra. Bu karşılaşma, daha çok askeri ve siyasi merkezliydi. Sosyal, ekonomik, kültürel karşılaşma daha sonraki yıllarda gerçekleşecekti. 13. Yy’da başlayan modernleşme-sekülerleşme-laikleşme süreçleri, Fransız Devrimi ile zirveye taşınmıştı. Bundan sonra Batılı kavram ve kurumlar, Aydınlanma değerleri adı altında bütün dünyada yaygınlaşmaya başlayacaktı.

1492 yılında Amerika’nın keşfiyle Batı, Francis Bacon’ın Yeni Atlantis eserinde kurguladığı bir bakış açısıyla varlığa, eşyaya, bilgiye, hayata, yeryüzüne bakmaya başlıyor. Coğrafi Keşifler’de Batılıların yerli halka ve onların zenginliklerine karşı yaklaşımı, küresel bir boyut kazanarak değişmeden bugün de devam etmektedir. Bizim üzerinde durmamamız gereken, işte bu zihniyettir. Davranışlar, eylemler zihniyetlerimizin aşikâr hale gelmesidir.

14. ve 15. Yy’da Osmanlı Devleti’nin şahsında İslam Dünyası, Avrupa ve Asya’da en güçlü dönemini yaşıyordu. Asya ve Avrupa, İstanbul’un fethi ve devamında karada ve denizde hâkim bir devletle karşı karşıyaydı. Bu dönemde Batı ile ilişkiler özgüven üzerinden tezahür ediyordu. Özgüven sahibi olan, ilişkilerin belirleyicisiydi. Arayış içinde bir Batı, kendine yeter bir Osmanlı Devleti söz konusuydu. Bu hal, 1683 yılında yaşanan 2. Viyana Kuşatması’na kadar sürdü. Bu tarih, Batı-İslam karşılaşmasında bir kırılma anı olarak kabul edilir tarihçiler tarafından. 1699 Karlofça Anlaşması ile Osmanlı Devleti, Avusturya şahsında Avrupalı güçlerle müzakere ederek bir anlaşma imzaladı. Bu zamana kadar isteklerini dikte ettiriyordu. Batı’ya doğru sürekli ilerleyen Osmanlı Devleti, bu anlaşmadan sonra Tuna’nın Batı yakasında zorlanacağını görmüş oldu. “II. Viyana Kuşatması’nın başarısızlıkla sonuçlanmasıyla başlayan sürecin değerlendirilmesi göstermektedir ki, 1683 tarihi, Osmanlı asırları içerisinde bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Viyana kapılarına dayandığı tarihte gücünün zirvesinde olan ve tarih boyunca süregelen doğu-batı çatışmasında, doğu lehine son noktayı koymak üzere olduğuna inanılan Osmanlı İmparatorluğu, zirveden kesin bir dönüş yapmıştır. Bu dönüş, sadece askeri anlamda Tuna boylarının ve Mora’nın Osmanlıların elinden çıkmasıyla sınırlı kalan bir dönüş olmamıştır. Sadece 100 yıl önce Avrupa’da “ideal devlet yönetimi” için model olarak sunulan ve hayranlıkla izlenen bir İmparatorluk olan Osmanlı, 1683 sonrasında kendisi model aramak durumunda kalacaktır. Bu arayış, başlangıçta ıslahat, sonraları reform ve en sonunda da “Batılılaşma” olarak tarihimizin bundan sonraki akışında temel terminolojiyi oluşturacak, daha da önemlisi esas bakış açımızın temeli haline gelecektir. Çünkü 1699 yılında Osmanlı-Avrupa Savaşlarını bitiren anlaşma, ne tuhaftır ki, aynı zamanda Osmanlının kültürel bakımdan Avrupa kıtasına entegrasyonunu başlatacaktır.” (II. Viyana Kuşatması ve Avrupa’dan Dönüş (1683-1703)/Prof. Dr. Kemal Çiçek) Bu yenilgiden Küçük Kaynarca Anlaşması’na (1774) kadar Osmanlı, her şeye rağmen gücünü devam ettirdi. 1789’dan sonra ise Batı’dan gelen askeri saldırıya ideolojik, siyasi saldırı da eklendi. Fransız İhtilali’nden sonra gelişen ideolojik ve siyasi saldırı da Osmanlı’yı Balkanlar üzerinden etkilemeye başlayacaktı. 17. Yy’da Koçi Bey tarafından hazırlanıp zamanın sultanlarına sunulan raporları saymazsak Osmanlı, III. Selim’le beraber duraklamayı durdurabilmek için çözümleri Batı’da aramaya başlamıştır. Bu dönemden sonra askeri alandaki yeniliklere saray üzerinden siyasi, sosyal, kültürel yenilikler de eklenmeye başlandı. II. Mahmud döneminde yapılan yenilikler, Mustafa Reşid Paşa örneğinde tezahür eden Batılı düşünce ve insan tipine karşı Müslüman halk ve temsilcileri nezdinde memnuniyetsizliklere sebep olmuştur. Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle Batı ve içerideki azınlıklar avantajlı duruma geçerken, toplumun kahir ekseriyeti bu durumdan memnuniyetsizliğini sözlü ve fiili olarak yansıtmaya başladı. Bu da toplumun “yenilikçi-gelenekçi” olarak ikiye ayrılmasına sebebiyet verdi. Saray ve çevresindeki hâkim yönetici elitler de bu durumu iktidarlarının devamı için kullanmaya çalıştılar. Siyasal ve toplumsal yarılma artarak devam etti. Bu hal, Mustafa Reşid Paşa-Ahmet Cevdet Paşa-Mustafa Sabri Efendi, Genç Osmanlılar, İttihad Terakki Cemiyeti örnekleri üzerinden takip edilebilir. Abdülmecid, Abdülaziz dönemlerinde de Osmanlı Devleti, gerilemekten, yıkılmaktan kurtuluşu hep Batı yönünde aramaya çalıştı. Abdülhamid döneminde ana çerçeve aynı kalmak şartıyla dış ve anasır-ı İslam’la ilişkilerde farklı bir üslup takip edildi. Ama bütün bu tarihi süreç içerisinde, Modernite’nin etkisinde Üç Tarz-ı Siyaset (Osmanlıcılık-Türkçülük-İslamcılık), toplumu ve siyaseti etkilemeye devam etti.

Osmanlı dönemindeki ‘devlet’i yıkılmaktan kurtarma merkezli modernleşme maceramız, Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar devam etti. Cumhuriyet’le birlikte Batıcılık akımının etkisinde yeni bir Modernleşme/Batılılaşma süreci başladı. Abdülhamid döneminde yerli-milli modernleşmeyi gerçekleştirmek için açılan okullar, Batıcı düşüncenin toplum katmanlarında revaç bulmasını sağladı. (Ahmed Cevdet Paşa ailesi, yerli-milli modernleşmenin sonuçlarını görmemiz açısından ibretamiz bir örnektir.) Modern Cumhuriyet elitleri bu okullarda yetişti. Bu okullarda yetişen yeni siyasi elitler, 18. Yy’da reformlarla başlayan süreci bütüncül bir aşamaya taşıyarak topyekûn bir “Batı Medeniyeti” amacına dönüştürdüler. Yeni Cumhuriyet’in amacını: Osmanlı bakiyesi topraklarda kurulan yeni devleti ve halkı “muasır medeniyet seviyesine yükseltmek” olarak belirlediler. 1923 yılından itibaren yaşananlar, bu amaca mebni olarak gerçekleşecekti. Tanzimat reformlarına verilen tepki de, Osmanlı tebaası yenilikçiler-gelenekçiler olarak ikiye ayrıldığı gibi, Cumhuriyet zihniyeti ve uygulamalarına karşı da bu tepkiler güncellenerek devam etti. Osmanlı Devleti’nin çöküşünü engelleme amacıyla İttihad ve Terakki Cemiyeti şemsiyesi altında bir araya gelen Batıcı-Türkçü-İslamcı görüş sahipleri, Cumhuriyet’in nasıl anlaşılması ve uygulanması konusunda da fikir ayrılığına düştüler. Üç tarzı siyaset’in Osmanlı kısmı tedavülden kaldırılarak Batıcılık-Türkçülük ve İslamcılık olarak devam ettirildi. Osmanlıcılık’tan sonra İslamcılık da zayıflatılarak, Batıcılık yörüngesinde Ulusçuluk üzerinden siyasi, sosyal, ekonomik bir düzen inşa edilmeye başlandı. Seküler dil’in/değerlerin/dünya görüşünün/yaşam biçiminin Anadolu topraklarındaki savunucuları ve uygulayıcıları Batıcı elitlerdi. Batıcı elitler, Tek Parti döneminde, her alanda mutlak bir hâkimiyet kurup muhaliflerini sindirerek, kafalarındaki Batıcı Cumhuriyet modelini inşa etmeye çalıştılar. Çok partili hayata geçişle birlikte Türkçüler ve İslamcılar da siyasi arenada yeniden görünmeye başladılar. Demokrat Parti şemsiyesi altında tek parti zihniyeti ve icraatlarına karşı çıkan muhalif unsurlar, ilerleyen yıllarda buradan ayrılarak kendi siyasi teşkilatları altında iddialarını sürdürmeye devam ettiler. Liberal-Sol-Milliyetçi-Dindar/Maneviyatçı-İslamcı etiketler, yeni siyasi kimlikleri ifade ediyordu. Liberal, Sol, Ulusçu/Milliyetçi siyasi gruplar, ideolojilerinin kökeni itibariyle seküler/laik düşünceye yatkındılar; bu sebepten, Seküler zihniyetle imtizaç etmeleri zor olmadı. Bu mevzuda zorlanan gruplar; Dindar, Maneviyatçı ve İslamcı olanlardı. Dindar ve Maneviyatçı olanlar, varlıklarını koruduklarını iddia ederek, DP’nin temsil ettiği Sağcılık ideolojisi üzerinden entegrasyon sürecine dahil oldular. Bu toplulukların içinden bazıları da; konjonktüre bağlı olarak İslamcılar üzerinden siyaset yapmaya devam ettiler. Bu kesimlerden İslamcılar, şartların el verdiği ölçüde MTTB, Akıncılar, Milli Mücadeleciler, MNP ve devamında kurulan Milli Görüş partileri üzerinden varlıklarını devam ettirdiler. İslamcıların Seküler zihniyeti içselleştirme süreçleri Turgut Özal’ın Anavatan Partisi, iktidara yürüyen Milli Görüş mahreçli Refah Partisi ve onun devamı olduğu iddialarını reddederek Muhafazakâr Demokrat ideolojiye intisap eden Ak Parti üzerinden gerçekleşti. El’an Türkiye Cumhuriyeti, 16 yıldır Muhafazakâr Demokrat ideolojinin hükümetleri tarafından yönetilmektedir. Tanzimat’la başlayan Modernleşme/Batılılaşma süreci, Cumhuriyet’in kurucu babalarının ilan ettiği Muasır Medeniyet’e ulaşma arzu ve hedefi üzerinden yenilikçi ve gelenekçi olarak ifade edilen bütün ideolojik grupların “ortak ülkü”sü olarak tescil edilmiştir. Seküler proje, ‘bu projeyi en iyi biz uygularız’ kavgası dışında, bütün siyasal kesimler tarafından içtenlikle sahiplenildi. Demokrasi, ulus-devlet, laiklik, serbest piyasa, insan hakları, büyüme, üretim-tüketim… kavramlarının her kesim için kutsal kabul edilmesi, bu zihniyet dönüşümüne en güzel örnektir.

Sömürgeci, inhisarcı, benmerkezci, kibirli ve ötekileştirici Seküler dil/dünya görüşü/yaşam biçiminin insanlığı, dünyayı ve ülkemizi siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel olarak getirdiği durum ortadadır. Bu halden muzdarip olanların şapkalarını/takkelerini önlerine koyup muhasebe yapmaları gerekmiyor mu? Mevcut hal, bu hale sebebiyet veren anlayış ve onun tezahür süreçlerine dair ciddi okumalar ve müzakereler yapmak zorundayız. Öncelikle; bunun nasıl yapılacağı noktasında sahih bir usule sahip olmamız gerekiyor. Hakikate vasıl olmak için; asıllarla uyumlu doğru bir usul üzerinde olmak gerekiyor. İki yüz yıldır takip ettiğimiz Batılı referansların ve usulün bizi getirip bıraktığı yer burasıdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da rehberimiz, Vahiy ve onun ete kemiğe bürünmüş hali olan üsvetün hasene olan Resuller ve onların Sünnet’i olmalıdır. İkmal olmuş son Vahiy ve onun inzal süreci, bizlere, bir durum değerlendirilmesinin nasıl yapılacağını ve bunun sonucunda nasıl bir sorumluluk yüklenileceğini öğretiyor. Varlığa, bilgiye, değere, hayata, insana, topluma nasıl bakacağımızı, hayatta ve toplumda tezahür edene karşı nasıl tavır takınacağımızı örneklerle bize anlatıyor. Mekke’de Kureyş ve Şirk, Medine’de Ehl-i Kitap, Ensar-Muhacir Müslümanlar, Münafıklar üzerinden bir okuma gerçekleştiriyor. Mevcudu, cerh ve tadil ederek Hakikat’i insanın idrakine sunuyor. İdraklerinde Hakikat’e iman edenlerle bir yolculuğa çıkıyor. İdraklerine değil de hevasına uyanların, akıbetinin ne olacağını, kafaları çatlatırcasına onlara beyan ve inzar ediyor. Akıbeti hayr olacak olanın İman ehli olacağını, mümin yüreklere tebşir ediyor. Bu usul üzerinden Modern zihniyet ve pratikle yüzleşmek, hesaplaşmak zorundayız; hesaplaşmanın sonucunda sorumluluk almak olduğunu unutmadan. Her hesaplaşma bir karar, her karar da bir eylem/amel gerektirir.

İslam; Şirk’e, Küfür’e, Zulüm’e mahkûm olmaz. Onları mahkûm eder. Suçlu olan, batıl olan, zalim olan mahkûm olur. İslam Şirk’e karşı Tevhid’i, Küfre karşı İman’ı, Zulme karşı Adalet’i teklif eder. İslam’a göre Hak ve Batıl, ayan beyandır ve Hak, Batıl’ın beynini parçalar. Yeter ki, bu değerlere, tekliflere inanacak ve bunları hayatta tecessüm ettirecek Mümin/Müslüman yürekler, bunların vücut verdiği Cemaat, Devlet, Ümmet olsun. Yeryüzündeki Mustazaflar; kendilerini, Modern Şirk’in, Atalar dini’nin, muharref dinlerin, muharref geleneğin zulmünden, prangalarından azade edecek merhamet ve adalet timsali erleri/yiğitleri gözlemekteler.

Bugünkü en büyük meselemiz; “inanıyorsanız en üstünsünüz” emr-i İlahisi’ne mazhar olacak iman ve salih amel bütünlüğüne sahip olamayışımızdır. Sözde, İslami değerleri savunduğumuzu söylerken; amelde, Seküler bir hayat yaşıyoruz. Sohbetlerde, kitaplarda İslam’la oluyoruz, sosyal, siyasal, ekonomik pratiklerimizde seküler/laik düzenin gereklerine göre davranıyoruz. Böyle olunca; Seküler hayatın mahkûmlarına dönüşüyoruz. Daha fecisi, “neden bu haldeyiz” diye sormuyoruz ve giderayak bu halimizi kanıksamaya başlıyoruz. Her sükûtun ve kanıksamanın insanı dünyada zillete, ahirette azaba duçar edeceğini unutmayalım.

Karar vermek zorundayız: İslam’ a ram olup sa’ye sarılarak yeryüzünün azizleri mi, yoksa “Küresel Emperyalist Sistem” in zelil mahkûmları mı olacağız?

Çok Yorumlanan 1

  1. Yaşar Karaman says:
    2 sene önce

    Mükemmel bir yazı.Tüm münevver Müslüman kardeşlerimizin okuması ve içselleştirmesi gerekli

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Ayasofya'nın İlk Semeresi

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Feminizm -1-

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Kapitalist-Modernist Tuğyana Teolojik Hizmette Son Zırva: “Başörtüsüz Tesettür”

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Tanzimat ve Din

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Akabe Biatları Ya da Medine İslam Devletinin Temelleri

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Kendimizi Aramaklar Yolculuğu 2

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Yaslandığın Duvar Üstüne Göçerse!

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Vahdeti Gündemde Tutmak

YAZARIN SON YAZILARI

  • Meskenet Hali
    2 Kasım 2020
  • Cihad İbadeti ve Muttaki Önderlik
    2 Eylül 2020
  • Etimesgut’ta Ahi Mesut İle Üç Ay
    2 Temmuz 2020
  • Mutedil İnsan
    2 Haziran 2020
  • Erguvanlar da Mahzun Kaldı
    1 Mayıs 2020
  • Öldüğümüzle Kaldık
    5 Mayıs 2019
  • Şirk’in Maliyeti
    19 Ekim 2018
  • Bize Cevaplanması Zor Sorular Bırakarak Göçüp Gitti Dünyamızdan…
    30 Temmuz 2018

İLGİ GÖRENLER

  • “İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

    “İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

    1583 paylaşım
    Paylaş 1583 Tweet 0
  • Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

    77 paylaşım
    Paylaş 77 Tweet 0
  • Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

    101 paylaşım
    Paylaş 101 Tweet 0
  • Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • M.İkbal Durmuş Komünizm-Sosyalizm

    1 paylaşım
    Paylaş 1 Tweet 0

NE OKUNUR?

Altı Çizilenler 4

Altı Çizilenler 8

21 Mart 2021
Altı Çizilenler 4

Altı Çizilenler 7

6 Mart 2021
Altı Çizilenler 2

Altı Çizilenler 6

23 Şubat 2021
Altı Çizilenler 4

Altı Çizilenler 5

17 Şubat 2021

NE İZLENİR?

Gülümse!

M. Gültekin: Doğruluk ve Adalet Filmi Üzerine

30 Mart 2021
Aile Olmak

Aile Olmak

3 Nisan 2020
Serçelerin Şarkısı

Serçelerin Şarkısı

11 Nisan 2019
İnsanın Ekini İfsad Edişinin Belgeseli: Gıda A.Ş.

İnsanın Ekini İfsad Edişinin Belgeseli: Gıda A.Ş.

26 Şubat 2019
Venhar Haber

Venhar Haber sitesi, yaşamın her alanında Kur'an merkezli bütüncül bir bakış açısını merkeze yerleştirmeyi gaye edinir. Sitemizde günlük haberler, düşünce yazıları, Müslümanların dertleri ile alakalı analizler, alıntı söyleşi ve makaleler, Türkiye’de Müslümanların gerçekleştirdiği faaliyetlerden özetler, videolar, fotoğraflar, Venhar tarafından gerçekleştirilen röportajlar, alıntı söyleşiler, okunması ve izlenmesi gereken envantere ait kritikler bulacaksınız. Makalelerden yazı sahipleri sorumludur.
Venhar Haber tarafından üretilen içerik, kaynak gösterilerek kullanılabilir. Emr-i bi'l Maruf ve Nehy'i An'il Münkerleriniz için lütfen bize yazın...

Sosyal Medya Hesaplarımız

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim

© 2018 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2018 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Kaydolmak için aşağıdaki formu doldurun

Tüm alanları doldurmanız gerekmektedir. Giriş

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş